Kimliğini Kaybeden Ümmet, Siyonizme Köle Olur
Bugün Müslümanların içine düştüğü zilletin sebebi açıktır: Kur'an'dan uzaklaşmak! Hayat rehberimiz olan Kur'an-ı Kerim'i rafa kaldırdık, hükümlerini hayattan sürdük, adaletini yasakladık, ahlakını terk ettik. Bunun sonucunda da emperyalistlerin oyuncağı haline geldik. Kur'an'dan kopan bir ümmet, zillete düşmeye mahkûmdur. Allah'ın ipine sarılmayı bırakan bizler, şeytanın ipine dolandık. Bizi zincire vuran en büyük düşman ise, şeytanın yeryüzündeki en büyük aparatı olan Siyonizm'dir.
Siyonizm yalnızca siyasi bir ideoloji değil, insanlık düşmanı bir hastalıktır. "Arz-ı Mev'ud" saplantısıyla bölgeyi kana bulayan, ümmeti parçalayan, insanları köleleştiren bir zehirdir. Bu zehrin panzehiri Kur'an'dır. Biz Kur'an'a sırt çevirdiğimiz için bu azgın yapının karşısında darmadağın olduk. Açıkça söyleyelim: Biz Kur'an'ı özgürleştirmeden, asla özgürleşemeyiz. Bugün özgürlük diye haykıran, ama Kur'an'ın adaletinden uzak duran herkes, farkında olmadan Siyonizm'in değirmenine su taşımaktadır.
Allah insana en büyük şerefi "Müslüman" kimliğiyle vermiştir. "Mümin" adını bizzat Rabbimiz koymuştur. Ama biz ne yaptık? Türk, Kürt, Arap, Fars diye bölündük. Mezhepler, partiler, hizipler icat ettik. Müslüman kimliğimizi ikinci plana attık. Bugün birçoğumuz için Müslüman kimliği, sadece kimlik kartındaki "din" hanesinden ibarettir. Oysa asıl kimliğimiz, bizi ayakta tutacak tek değerimiz Müslümanlıktır. Üstünlük ne ırkta, ne renkte, ne de dilde; üstünlük sadece takvadadır!
Ama biz takvayı bıraktık, putlaştırdığımız alt kimliklerimize sarıldık. Bunun bedelini de zilletle ödedik. Türk olmakla, Kürt olmakla övünüyoruz ama Müslümanlıkla övünmeyi unuttuk. İşte tam da bu yüzden emperyalistler üzerimize üşüşüyor. Çünkü onlar biliyor ki; Müslüman kimliğiyle ayağa kalkan bir ümmeti asla yenemezler. Bizim parçalanmamız, onların ekmeğine yağ sürüyor.
Bugün dünyaya hükmeden düzen, Siyonistlerin kurduğu kölelik düzenidir. Birleşmiş Milletler'in beş daimi üyesi, diğer bütün devletleri köle gibi yönetiyor. Bu mu adalet? Bu mu eşitlik? Dünyanın gözü önünde milyonlarca Müslüman öldürülüyor, şehirlerimiz yıkılıyor, çocuklarımız açlıktan ölüyor ama hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Çünkü Siyonist düzen buna izin vermiyor. Amerika'nın tek oyu, bütün insanlığın iradesini esir alıyor.
Oysa ilahi hukukta kimse kimsenin rabbi değildir. Herkes yalnızca Allah'a kuldur. Adalet, rahmet, özgürlük ve barış yalnızca ilahi ölçülerle mümkündür. İşte bu yüzden Siyonistler şeriattan korkuyor! Çünkü şeriat geldiği anda onların saltanatı bitecek. Onların düzeni yıkılacak. Bugünkü zulüm, işte bu korkularının sonucudur.
Siyonizm Müslümanlara bakarken Sünni-Şii ayrımı yapmıyor. Türk-Kürt, Arap-Fars ayrımı da yapmıyor. Onlar için tek bir gerçek var: Müslüman kimliğimiz. Peki biz ne yapıyoruz? Mezhep kavgası, etnik tartışma, siyasi çekişme… Biz hâlâ birbirimizle uğraşırken, onlar hepimizi birden düşman ilan ediyor. Hamas da, Hizbullah da, Ensarullah da, hepsi onların gözünde aynı hedef.
O halde biz niye hâlâ ayrı ayrı cepheler kuruyoruz? Neden hâlâ birbirimize kurşun sıkıyoruz? Asıl düşmanı görmeden birbirimizle uğraşmak, düpedüz ihanettir! Bu oyunu bozmak zorundayız. Bugün Müslümanların önünde sadece iki yol vardır: Ya tevhid ruhuyla birleşip izzetli bir ümmet olacağız ya da parçalanıp yok olacağız.
Unutmayalım: Siyonizm'e köle olduktan sonra Türk olsan, Kürt olsan ne fark eder?
Eğer Müslüman kimliğimizle ayağa kalkmazsak, tarih sahnesinden silinmeye mahkûmuz.
Müslümanlar uyanmalı! Bu ümmet yeniden vahyin ruhuyla birleşmeli. Aksi halde emperyalistlerin sofrasında lokma olmaktan kurtulamayız. Kimliğimiz bellidir: Müslüman. Yolumuz açıktır: Kur'an. Düşmanımız nettir: Siyonizm. O halde ya cihadla ayağa kalkacağız ya da zilletle yok olacağız. Orta yol yoktur!
Selam ve Dua İle
Zübeyt BOZKURT
0 Yorumlar